madame bovary

chaconne
sonuna kadar basina hep iyi seyler gelsin diye direterek okududugum ama umutlarimin kitabin sonunda flaubert’in realizminde paramparca oldugu karamsar ve de harikulade roman.
kan ve toprak
okunması gereken dünya klasikleri listesinde 2.sırada olan fransız klasiği. gustave flaubert tarafından romantik karşıtlığı sonucu sıkıcı bir realizm tutkusuyla yazılmıştır. dönemin sosyal yapısını, burjuvaziyi, yazarlığı, dilin yetersizliğini adınıçok güzel anlatır.
dünya edebiyatında üzerine en çok kunuşulmuş ve yazılmış kitaptır. tefrika edildiği dönemde, gustave flaubert madam bovary yi ahlaksızlıkla suclamadığı için mahkemeye verilmiştir.
yazarın ayak fetişizmi, madam bovary nin gündüz düşleri freud un daydreaming makalesi esas alınarak, aldatma vb birçok konuda ele alınmış bir eserdir.
anna karenina ile büyük benzerlikler taşır...
ilk modern realist eserdir.
pinkcat
gayet sürükleyici, aldatma, evlilik, sadakat, aşk kavramlarını insana sorgulatma suretiyle ruhani çözümlemelere giden güzide bir eser.
ilseyim
bir hata yapıp bir budalayla evlenen kadının güçlü, kendini tatmin edebilecek erkek ihtiyacı sonunda yaşadıkları, vicdan azapları, kocasını sevmeye çalışıp beceremeyişleri, vicdan azapları, gel gitleri, kültür ve zeka seviyesinin altında yaşamak zorunda kalmasının onu tatmin etmeyip sürüklediği bunalımlar... mutlaka okunması gerek, kimi kadınları anlamak kolaylaşacaktır.
zipirinsan
ve yine şahsi kanaatimce, sürükleyici falan değil bildiğin sıkıcıdır. bir sefiller deki ışıltı yoktur. zaten fransız edebiyatı baştan aşağı sıkıcıdır. sineması da öyledir. bi christoph grange var işte polisiye yazıyor, onun da fransızlığından şüpheliyim.
orqn
dikkat çekici ve sürükleyici bir kitaptır.öyle bi bakıyim ben şu kitaba diyip bir gün 20 sayfa okuyup sonra günlerce o kitabı elinize almamazlık yapamazsınız.dizi izler gibi her elinizden bırakışınızda bir sonraki okuma seansında olabilecekleri düşünürsünüz.
ncan
charles bovary’nin maddi anlamda yoksun olmaması ilk başta bayan bovary’ye gelecek vaadeden bir evlilik için önkşulu sunmuştu. neden mutlu olamayacağını bilmiyordu ve charles’la evlendi emma (bovary)...

yazarın pek övmediği "aşk roman"ları okuyan, bu bakımdan "kültür düşkünü" sayılamasa da cahil biri sayılmazdı.

sadece bu iki faktörün birleşmesi bir şeyi ifade etmeyebilir; fakat "charles’in sohbeti bir kaldırım gibi dümdüz, yavandı."

gustave flaubert kendi yerini seçmiştir; kendisini "ahlakbozucu" olarak tanımlar... bence bu tanımlama bile abartılıdır; madam bovary’de anlatılan tema kitabın kendisi gibi klasikleşmiştir. (bir klasiğe bunu söylemek, evet, saçma oldu.) ancak o zaman için söyledikleri "yeni", daha doğrusu; konu yeni fakat söyleniş biçimi, şekli ve ifadesi yeniydi. charles ve emma’nın çatışması günümüzde sürmektedir. madam bovaryler tıpkı charleslar gibi her yerdedir; en azından bu sebeple bu eser okunmalıdır.

bu kitabın güzel bir okumayı hakettiğini hatırlatmak için en azından şu
unutmamalı ki, flaubert bu kitabı yazdığı seneler boyunca, her kelime üzerinde uzun süre sure duruyor ve günde 1 sayfa yazmış olmayı şans sayıyordu.


neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol